Mesnevi, 13. yüzyılda yaşamış ve İslam mistisizminin büyük şairlerinden biri olan Celaleddin Rumi tarafından yazılan bir eserdir. Mesnevi, Farsça şiir formu olan “mesnevi” tarzında kaleme alınmıştır.
Mesnevi, kelime anlamı olarak “ikişerli” veya “birleşik” anlamına gelir. Eserde, çift beyitler halinde yazılmış şiirler yer alır. Toplamda 25.000 beyitten oluşan Mesnevi, Rumi’nin en önemli eserlerinden biridir ve onun düşüncelerini, felsefesini ve mistik öğretilerini içerir.
Mesnevi, bir hikaye anlatımı üzerine kurulmuştur. Eserde, dünyevi zevklerden ve maddi bağlardan kurtulup ilahi aşka yönelen insanın yolculuğu anlatılır. Rumi, insanın ilahi sevgiye ulaşması için nefsi arınma, ibadet, sevgi, sabır, hoşgörü ve anlayış gibi erdemlere sahip olması gerektiğini vurgular.
Mesnevi, aynı zamanda İslam tasavvufunun temel prensiplerini açıklar. İlahi sevgi, birlik bilinci, mistik birleşme, arınma, ilahi aşk ve kemale erme gibi kavramlar eserde sıkça ele alınır. Rumi, insanın içsel yolculuğunu ve manevi olgunluğa ulaşmasını anlatırken, zengin metaforlar, hikayeler ve semboller kullanır.
Mesnevi, hem İslam dünyasında hem de genel olarak edebiyat dünyasında büyük bir etki yaratmıştır. Eser, Rumi’nin düşüncelerini ve öğretilerini aktaran derinlikli bir kaynak olarak kabul edilir. Aynı zamanda estetik ve edebi bir değeri de bulunmaktadır ve birçok çeviri, yorum ve analiz çalışması yapılmıştır.
“Dalgalanan deniz gibi bu dünya,
Bir sır perdeleriyle örtülü.
Seninle ben, herkesle her şeyle,
İç içe geçmiş, birbirine karışmış.
Senin yüzünde binlerce yüz var,
Her biri başka bir dünyaya açılan kapı.
Her biri sevgi denizine bir adımdır,
Her biri sonsuzluğa yolculuktur.
Düşüncelerimiz uçsuz bucaksız,
Ruhlarımızın derinliklerinde saklı.
Aşkla yaklaşalım birbirimize,
Gönüllerimizde aşkın ateşiyle yanıp tutuşalım.”
Bu bölüm, Mevlana’nın Mesnevi’deki temalarından biri olan birlik ve sevgi kavramlarını yansıtmaktadır. Mevlana’nın şiirleri ve öğretileri genellikle derinlikli bir dil ve sembolizmle doludur.